Namazların Sünnetleri Kılınmasa Olur mu? Bazen Çok Yorgun Oluyoruz... Efendimiz (s.a.v.) Yatsı ve İkindi Namazının Sünnetlerini Bazen Terkedermiş, Doğru mu? Ne Kadar Sıklıkta Terkediyordu? Yatsı ve İkindiden Başka Diğer Namazların Sünnetini de Terk Etmek...

Namazların Sünnetleri Kılınmasa Olur mu? Bazen Çok Yorgun Oluyoruz... Efendimiz (s.a.v.) Yatsı ve İkindi Namazının Sünnetlerini Bazen Terkedermiş, Doğru mu? Ne Kadar Sıklıkta Terkediyordu? Yatsı ve İkindiden Başka Diğer Namazların Sünnetini de Terk Etmek...

1. Bazı kimseler Peygamber Efendimizin (asm) zaman zaman bazı sünnetleri kılmadığını örnek göstererek, bizlerin de kılmamasının sünnet olacağını söylüyorlar.

Peygamber Efendimizin (asm) hayatı bizim için örnektir. Sahabeler Onu takip ederler ve yaptığı her şeyi de yapmaya çalışırlardı. Ancak Peygamber Efendimiz (asm) bazı durumlarda, farz olarak anlaşılmasın diye yaptığı bazı şeyleri terk ederdi.


Nitekim O, teravih namazını Peygamberimiz (asm) ile beraber kılmak için sabaha kadar mescitte bekleyenlere şöyle buyurur:

"Bunun farz olarak anlaşılma endişesiyle teravih namazını kıldırmadım." (Buhârî, Salâtü’t-terâvîh  2; Müslim  Salâtü’l-müsâfirîn 178) 

İşte onun her davranışı örnek alındığı için farz olmayan bazı ibadetleri zaman zaman terk ederdi. Böylece sahabey-i kiram onun farz olmadığını ve yapılırsa çok sevabı olacağını ancak yapılmazsa haram olmayacağını anlamış olurlardı.

Şimdi bizlerin böyle bir örnek olma özelliği olmadığına göre, namazımızı niye terk edelim. Bununla beraber kılmayanlar sadece sevaptan mahrum kalırlar.

Ayrıca örnek alacaksak sabahlara kadar göz yaşlarıyla hasırı ıslanacak kadar secdede ağlayan ve ayakları şişecek kadar namaz kılan Peygamberimizin (asm) bu yönünü alalım.

Onun bütün yönlerini örnek alırsak ve her sünnetine tam bir model olabilirsek, o zaman arada bir ikindi namazının sünnetini de terk edebiliriz, diyelim. Yoksa yüzlerce sünnetin terk edildiği asrımızda inşallah bu yaptıklarımız onların yerine kefaret olabilir, anlayışı ve niyetiyle bütün sünnetleri devamlı kılmamız gerektiğini düşünüyoruz.

2. Beş vakit namazdan önce ve sonra kılınan nâfilelerin bir kısmı sünnet-i müekkede, bir kısmı da sünnet-i gayr-ı müekkededir. İkinci kısma aynı zamanda müstehap ve mendup da denir.

Bu nâfileler içinde en kuvvetli sünnet olan sabah namazından önce kılınan iki rekâttır.

Sabah namazının sünnetinden sonra fazilet bakımından öğlenin ilk ve son sünneti, akşamın sünneti ile yatsının son sünneti gelir.

Bu sünnetlerin kılınmasını teşvik eden Peygamber Efendimiz (a.s.m.) bazılarının terki halinde de ikaz edici beyanlarda bulunmuşlardır. Meselâ sabah namazının sünneti hakkında,

"Atın çiftesine maruz kalsanız da bu sünneti terk etmeyin."

tarzında ikazda bulunmaktadır.

Peygamber Efendimiz (asm) öğle namazının ilk sünneti hakkında,

"Öğle namazının farzından önce dört rekâtı terk eden kimse şefaatime nâil olmaz." buyurmuştur. (bk.et-Tergîb ve’t-Terhîb, (Beyrut: İhyaü’t-Türâsi’l-Arabî, 1388-1968), 1/396-406)

Hakkında ikazlar bulunan sünnetler müekked sünnetlerdir. Peygamber Efendimiz (asm) bu namazları hep kılmışlardır. Fakat aynı şeyler ikindi namazının sünneti ve yatsı namazının ilk sünneti için vâki değildir.

İkindi namazının sünnetinin kılınması hakkında Peygamber Efendimizin (asm) teşvik edici mübarek sözleri mevcuttur. Fakat diğer sünnetlerde olduğu gibi, ikindi namazının sünnetinin terki halinde bir ikaz bulunmamaktadır. Sadece teşvik bulunmaktadır.

Zaten ikindi namazının sünneti ile yatsı namazının ilk dört rekâtlık sünneti menduptur. Sünnet-i gayr-ı müekkede ve müstehap olarak da bilinen mendup, Peygamber Efendimizin (asm) ibadet maksadıyla ara sıra yaptığı, bazan yapıp, bazan terk ettiği işleridir. Sevabı çok olup işlenmesi teşvik edildiğinden de mendup denmiştir.

Peygamber Efendimizin (a.s.m.) ikindi ve yatsının sünnetini kılış şekline gelince; Ebû Dâvud'ta rivayet edilen bir hadis-i şerife göre, Resul-i Ekrem Efendimiz (a.s.m) ikindinin sünnetini dört rekât kılar, her iki rekâtın arasını da selâmla ayırırdı. Yine bir hadis rivayetine göre şöyle buyurulmuştur:

“Bir kimse öğle namazının farzından önce dört, farzından sonra da dört rek`at sünneti devamlı olarak kılarsa, Allah Teâlâ onu cehenneme haram kılar.” (Ebû Dâvûd, Tatavvu 7; Tirmizî, Salât 200)

Peygamberimizin (a.s.m.) ikindi namazının sünnetini sadece iki rekât kıldığına dair rivayetler de mevcuttur. Neseî'nin Hz. Ali (ra)'den rivayetine göre,

"Resulullah (a.s.m.) ikindi namazının farzından önce iki rekât kılardı."

Bu hadislere göre, ikindi ve yatsı namazından önce dörder rekât kılmak menduptur. Sevabı ve fazileti yüksek bir ibadettir. İmam Muhammed, ikindiden önce ve yatsıdan sonra kılınan sünnetlerde iki rekâtla dört rekât arasında serbest kalmıştır. Yani ikindi namazının sünneti iki rekât olarak da kılınabilir. Fakat Hanefi mezhebinin diğer imamları dört kılmayı efdal görmüşlerdir.

Muhît isimli fıkıh kitabında yer aldığına göre Peygamber Efendimiz (a.s.m), ikindinin sünneti ile yatsının ilk dört rekât sünnetini devamlı olarak kılmamışlardır. Bazan dört kılmış, bazan iki kılmış, bazan da terk etmiş, hiç kılmamışlardır. Buna göre sevabı hatırı için her zaman kılmak mümkündür. Fakat gerek vaktin müsait olduğu, gerekse müsaadesizliği zamanında hem ikindinin, hem de yatsının ilk sünnetini kılmamak insana bir mes'uliyet getirmez. Kılmayan günaha girmez, mes'ul olmaz. Peygamberimiz (a.s.m) her zaman kılmadığı için, "kıllamak da tarirî sünnet" olarak kabul edilebilir. Bununla beraber dört-beş dakikalık bir zamanı da böyle sevaplı bir sünnet için her zaman ayırabiliriz, kılabiliriz.

Daha yeni Daha eski