Kusur: Hiç şüphesiz nefis hakkı hakikati asla sevmez ve onunla ülfet etmez. Zira Mevlanın emirleri hak ve hakikat nefse ağır gelir sevmez, hep rahatlık ve eğlence ister. Taat ve ibadet nefsin tabiatının hilafınadır, ona terstir. Şehvete ve hevaya tabi olmak ise nefsin daha fazla arzusuna uymasına azmasına sebeb olur.
Tedavisi: Kulun bütün bu arzularından sıyrılması ve bütün varlığıyla Yüce Rabbine yönelmesiyle mümkündür. Muhammed b. Abdullah Razi'den (k.s.) işittim:
Eb'ul Kasım Basri (r.a.)'nin bağdattayken şöyle dediğine şahit oldum:
İbn Zadan'a
Kul Allah'a hangi esas üzerine yönelmelidir diye sordum. İbn Zadan,
(Allah için) terk ettiği şeylere bir daha dönmeyerek ve Hak Tealaya yönelirken dikkat ettiği şeyleri muhafaza ederek, yani Ona tam olarak yönelmeye devam etmekle olur, diye cevap verdi. Ben bu söylediğiniz kalbinden varlıkların, dünyanın sevgisini çıkaran kimse için geçerli bir hüküm müdür? Pekala yokluktan (masiva'dan aslında yok olan fani olucu bütün şeylerden) soyutlanan bunu terk eden kimsenin hükmü nedir diye sordum şöyle cevap verdi:
Geçmişteki acı ve sıkıntıya karşılık şimdiki (mükafatın) tatlılığını hissetmesi o güzelliği bulmasıdır.
Nefis Kusurları ve Tedavileri (Uyubü'n-Nefs ve Müdavatüha) Ebu Abdurrahman Sülemi (k.s.)