Evde Biblo ve Heykel Bulundurmak Caiz Midir?

Evde Biblo ve Heykel Bulundurmak Caiz Midir?

“Melekler, içerisinde sûret bulunan eve girmezler; kumaş üzerindeki desen ve nakış müstesna.” (Buhârî, “Libâs”, 92).

Biblo olarak tarif edilen fakat nihayetinde heykel, fil, insan sureti gibi heykel yapımı İslam'da yasaklanmıştır. Hadislerlede anlaşılacağı gibi evde fil, insan heykeli, küçük hayvan, insan heykelcikleri bulundurmak caiz değildir. Rahmet meleklerinin girmediği evden berekette, rahmette kaçar. Bu sebeple evlerde bulundurulmamalıdır. El yazması, manidar mesajlar içeren metinsel tablolar, Allah (c.c) ve Peygamber (s.a.v) lafzı içeren tablolar duvarlara asılabilir.

İSLAM’DA RESİM VE HEYKEL NEDEN YASAK?

Sûret yasağının dayandırıldığı belli başlı rivayetler şöyle sıralanabilir:

a) Âişe’nin naklettiğine göre Hz. Peygamber, evinde üzerinde salîb (Îsâ’nın çarmıha geriliş sahnesini tasvir eden resim) bulunan her şeyi kırmıştır. (Buhârî, “Libâs”, 90)

b) “Kıyamet gününde en şiddetli azaba mâruz kalacak olanlar musavvirlerdir.” (Buhârî, “Libâs”, 89)

c) “Bu sûretleri yapanlara kıyamet gününde ‘Yarattıklarınıza can verin’ denilerek azap edilecektir.” (Buhârî, “Libâs”, 89)

d) Hz. Âişe’den rivayet edildiğine göre, Âişe bir defasında üzerinde (hayvan) resimleri bulunan bir minder almıştı. Hz. Peygamber bunu görünce kapının önünde bekledi ve içeri girmedi. Hz. Âişe, Resûl-i Ekrem’in yüzünde hoşnutsuzluk işaretlerini görünce, “Yâ Resûlallah! Allah’tan ve Allah’ın Resulü’nden bağışlanma dilerim. Bir kusur mu işledim?” dedi. Hz. Peygamber, üzerinde resim bulunan minderi göstererek “Şu minderin burada işi ne?” buyurdu. Âişe “Yâ Resûlallah! Onu, kâh oturasın, kâh yaslanasın diye senin için satın almıştım” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, “Bu resimleri yapanlara kıyamet gününde azap edilir ve onlara ‘Hadi bakalım, yaptığınız şu sûretlere bir de can verin’ denilir. İçinde resimler bulunan eve melekler girmez.” (Buhârî, “Libâs”, 95; hadisin şerhi için İbn Hacer, Fethu’l-bârî, V, 228-229; Kâmil Miras, Tecrîd-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi, VI, 414)

e) “Melekler, içerisinde köpek ve tesâvîr bulunan eve girmezler.” (Buhârî, “Libâs”, 88)

f) “Melekler, içerisinde sûret bulunan eve girmezler; kumaş üzerindeki desen ve nakış müstesna.” (Buhârî, “Libâs”, 92)

g) Hz. Âişe kendi oturduğu evin sofasına üzerinde timsaller bulunan bir perde çekmişti. Hz. Peygamber seferden döndüğünde bunu görünce “Kıyamet gününde en şiddetli azaba çarptırılacak olanlar Allah’ın yaratmasına benzemeye çalışanlardır” buyurdu. Âişe, sonra bu perdeden bir veya iki yastık yaptıklarını söylemiştir (Buhârî, “Libâs”, 91)

h) Hz. Âişe’nin, üzerinde tasvirler bulunan bir perdesi vardı ve bunu odasının bir tarafına çekmişti. Hz. Peygamber bunu görünce, H Âişe’ye “Şu perdeyi karşımdan kaldır; üzerindeki tasvirler namazda iken hep bana görünüp duruyor.” demiştir. (Buhârî, “Libâs”, 93).

Gerek Buhârî’deki metinde gerekse Nesâî’nin rivayetinde, Hz. Peygamber’in söz konusu tasvirler yüzünden namazı yeniden kıldığına dair bir kayıt bulunmadığı için evde sûret bulunmasının yalnızca mekruh olduğu, namazın sıhhatine bir zarar vermediği söylenmiştir. Bu hadisten ilk bakışta anlaşılan husus, üzerinde resim bulunan perdenin sırf namazdaki huşûu bozduğu için hoş karşılanmadığıdır.

ı) Hz. Âişe’nin, üzerinde kuş resmi (timsal) bulunan bir perdesi vardı ve eve girenin ilk önce göreceği bir yere asılmıştı. Hz. Peygamber bunu görünce, “Âişe, şu perdenin yerini değiştir. Eve girip hemen onu görünce dünyayı hatırlıyorum.” demiştir. (Müslim, “Libâs”, 88)

j) Hz. Âişe’nin bebek ve kanatlı at şekillerinde oyuncaklarının bulunduğu, Hz. Peygamber’in bunları gördüğü ve tebessümle karşıladığı rivayet edilir. (Ebû Dâvûd, “Edeb”, 62)

k) Rivayet edildiğine göre, İbn Abbas’a bir tasvirci müracaat ederek, “Ben, şu gördüğün tasvirleri yaparak (resim çizerek) geçinirim. Bu hususta bana fetva ver!” dedi. İbn Abbas, adamın kendine iyice yaklaşmasını istedikten sonra elini adamın başı üzerine koyarak “Bak ben şimdi sana Resûlullah’tan duyduğum bir hadisi haber vereceğim. Hz. Peygamber, “Her resim yapan (musavvir) cehennemdedir ve Allah, yaptığı resime ruh üfleyinceye kadar bu adama azap ed Ruh üflemesi de zaten mümkün değildir” buyurdu. Adam bu sözler üzerine dehşete kapılınca İbn Abbas devamla, “Eğer sen sanatına devam etmek mecburiyetinde isen ağacı ve ruh taşımayan şeyleri resimle.” (Buhârî, “Büyû‘“, 104; Müslim, “Libâs”, 99)

İbn Abbas’ın bu fetvasının delili olarak Ebû Hüreyre’nin şu rivayeti gösterilmektedir: Bir keresinde Cibrîl Hz. Peygamber’in yanına girmek için ondan izin istemişti. Resûlullah izin verdiği halde Cibrîl içeri girmemiş ve şöyle demiştir: “İçerisinde birtakım at ve insan timsallerinin bulunduğu perde asılı olan bir eve ben nasıl girerim? Bu resimlerin ya başlarını koparmalı veya bu perdeyi yere sermelisiniz. Biz melekler içinde timsal olan eve girmeyiz.” (Tahâvî, Me‘âni’l-âsâr, IV, 287)

Kaynak: İslam İlmihali 1, TDV Yayınları

İÇİNDE RESİM BULUNAN EVDE NAMAZ KILINIR MI?

Hz. Peygamber’in “Melekler, içerisinde köpek ve resim/heykel bulunan eve girmezler” anlamındaki hadisleri değişik hadis kitaplarında zikredilmektedir. (Buhari, Libas, 88; Ebu Davûd, Libas, 47) Fakat hadiste yer alan bu uyarının, daha ziyade tapınmak veya tazim göstermek amacıyla evlerde bulundurulan fotoğraf, resim ve heykeli kapsadığı bazı âlimler tarafından ifade edilmiştir. Hadisin bu şekildeki yorumundan hareket eden bazı âlimler, tapınma ve tazim amacı güdülmeyen ve umumi adaba aykırı olmayan canlı varlıkların resimlerinin yapımını da caiz görmüşlerdir. Buna göre dinimizin ilke ve amaçlarına ve genel ahlak kurallarına aykırı olmamak kaydıyla söz konusu resimlerin evlerde bulundurulmasında ve bu evlerde namaz kılınmasında bir sakınca yoktur. Ancak bu resimlerin namaz kılanın görüş alanına girecek konumda bulunması mekruh görülmüştür. (Fetavay-ı Hindiyye, I, 107) Çünkü bu durumda namaz kılanın dikkati dağılır ve huşuu kaybolur.

Eğer söz konusu resimler halıda veya sergide yer alıyorsa çok belirgin olmamaları halinde bu halı ve sergiler üzerinde namaz kılınabilir. Eğer belirgin bir halde ise namaz kılarken doğrudan bu resimler üzerine secde edilmesi mekruh görülmüştür. (Fetavay-ı Hindiyye, I, 107

Kaynak: Diyanet
Daha yeni Daha eski