Âmine bint Vehb

Âmine bint Vehb

Âmine bint Vehb. İsminin anlamı; “Emin olan ve emniyet hali hâsıl olan” demektir. Miladi, 552 yılında Mekke’de dünyaya gelmiştir.

Âmine validemiz, güzelliği ve ahlakı ile Mekke’nin en güzel hanımlarındandır. Bu ahlakı ile Mekke’liler ona “Kureyş’in çiçeği” derlerdi. İşte bu çiçek, Abdullah’ın genç yaşta vefatı ile, kendisi de henüz 19 yaşında dul kalmış ve yetim evladını babasız dünyaya getirmiştir. Hiçbir zaman eşi Abdullah’ı unutmamış ve onun özlemi ile günleri geçip gitmiştir.

Âmine validemiz bu hasreti ile yetim Muhammed’i (sas) ve Ümmü Eymen’i (ra) yanına alarak, eşi Abdullah’ın kabrini ziyarete gitmiştir. Bu ziyaretin dönüşünde Ebvâ köyünde rahatsızlanmış ve artık ecelin geldiğini anlayarak dünya güzeli olan evladının başını okşayıp, öpüp kokluyordu. Artık gitme vakti gelmiştir. Çok özlediği Abdullah’ına kavuşacaktı, fakat kömür gözlü yetim evladından da ayrılacaktı. Oğluna yaşlı gözlerle bakarak şu sözleri söyledi:
Her canlı varlık ölür. Her yeni eskir.

Her yaşlanan, kocayan, zeval bulur, yok olur. Ben de öleceğim.

Fakat temelli anılacağım.(12)
Bu sözleri söylerek Miladi 577 yılında vefat etmiştir. Yetim Muhammed (sas) artık hem öksüz hem yetimdi. Fakat dediği gibi de oldu O mübarek peygamberin (sas) annesi olduğu için kendisi temelli anıldı…

Efendimiz (sas) yıllardır annesinin hasreti ile yaşamıştır. Hu-deybiye dönüşünde annesinin kabrini ziyaret eder. O zaman 60 yaşlarında olan rahmet peygamberi (sas), annesinin kabri başında, bir çocuk gibi ağlayarak gözyaşı döker. Annesine dua edip onu yâd eder. O’nun (sas) ağladığını gören Sahabe de ağlar. Abdurrahman b. Avf (ra): “Ya Resulallah! Sen de mi (kabir başında) ağlıyorsun?” demesi üzerine; Efendimiz (sas): “Gözyaşı Allah’ın rahmetidir. Onu sevdiği kuluna nasib eder” demiş; sonra da; “Anneminşefkat ve merhameti gözümün önüne geldi de onun için ağladım” demişti.(13)Efendimiz’in (sas) bu tavrı karşısında anneleri hayatta olanlar, geç kalmadan onların hayır duasını alsınlar. Yoksa yarın çok geç olabilir…

Talha b. Muaviye (ra) anlatır:
“Resulullah’a (sas) geldim ve:
-Ya Resulallah! Ben Allah yolunda cihad etmek istiyorum’ de-dim. Efendimiz (sas):

-Annen sağ mıdır? buyurdu.
-Evet, dedim. Efendimiz (sas):

-Annenin ayağına sarıl, cennet oradadır, buyurdu.”(14)
Efendimiz’in (sas) bu hadisini anlamak isterseniz, şöyle ya-pın; annesini kaybeden birine sorun, “Annen hayatta olsa ne ya-pardın?” diye. Size şöyle cevab verecektir: “Yanına gidip dizlerine başımı koymak isterdim.” İşte Cennet! Cenneti uzakta aramamak gerekir. Cennet yanı başımızda yeter ki görmeyi bilelim.

Haydi Kardeşlerim! Annelerimizin mübarek ellerini öpüp onların hayır duasını alalım. Eğer onlar bu dünyadan bize kırgın giderlerse, yarın mahşer de Allah’a ne hesab veririz. Bir ömür anne özlemi ile yaşayan Peygamber’in (sas) mübarek yüzüne nasıl ba-karız! Rabbim bizleri her daim annesinin hayır duasını alan kul-larından eylesin…

12. Köksal, M. Asım, Hazreti Muhammed ve İslâmiyet, c. I-II, s. 54
13.Müslim, Cenâ’iz, 105-106; İbn Sa’d, Tabakat, c. I, s.116-117
14.Münziri, et-Terğib vet-Terhib, III/316
Daha yeni Daha eski