40 Yaşındasın (Şiir)

40 Yaşındasın (Şiir)

Rahmetini umarak
Günahkar bir dille;
Allah (azze ve celle)

Ya Rasûlallah,
Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden,
Kalbimizden seyrediyoruz seni.

İşte

1 yaşındasın,
Ben-i Sa'd yurdundasın
Sana süt anne olmadı kadınlar
Bu yüzden dargın bulutlar
Bir damla yağmur indirmiyor
Kıtlık hüküm sürüyor beni Sa'd yurdunda
Minicik bir bulut var gökyüzünde
Sana aşık.
Ayrılmıyor başucundan
Ve insanlar yağmur duasında.
Hz. Halime kucağına alıyor seni
Yeryüzünde bir gölgelik.seni güneşten korumak için
Oysa minicik bulut gökyüzünde
Sana meftun, sana kilitli.
Ve dua eden rahibin kucağındasın
Dünyalar güzeli gözlerine bakıyor rahip
Kıtlığı da unutuyor, yağmuru da, duayı da
Fakat sen unutmuyorsun
Uğruna canlarımız feda o gözlerinle gökyüzüne bakıyorsun
O minicik bulut ilişiyor bakışlarına
Büyüyor, büyüyor.
Sonra nazlı, nazlı yağmur damlaları iniyor buluttan
Fakat çoğu bilmiyor yağmurun geliş nedenini
çoğu bilmiyor seni.

6 yaşındasın
Medine-i Münevvere yolundasın
Yanında aziz annen ve Ümmü Eymen
Yetimliğini hissediyorsun baba kabristanında
Sonra yolda, Ebva'da öksüzlük karşılıyor seni
Mekke'ye annesiz giriyorsun
Abdulmuttalip bir başka seviyor seni
Ebû talip bir başka seviyor

Ya Rasûlallah
Mekke çocukları annelerine seslenirler miydi senin yanında
Onlar anne deyince sen yere mi bakardın
Mekke rüzgarları kaç gece gözyaşlarını taşıdı Ebva'ya
Kaç gece anne diye hıçkırdın
Efendim!
Senin yerine de anne dedik annemize
Senin yerine de baba dedik

25 yaşındasın
Ve bambaşkasın
Kimse sana denk değil
Şefkat yayıyor kokun
Güven veriyor sesin
Sen Muhammedü'l-Emin'sin

33 yaşındasın
Dalga dalga rahmet var

35 yaşındasın
Hadi gel bekletme yar
İniltiler çalıyor kapısını göklerin
Hadi gel bekletme yar
Sinesi çatlayacak resul bekleyenlerin.
Hadi gel ey yâr!
Nurdağına davet var

İşte

40 yaşındasın
Hira nur dağındasın
Cibril iniyor göklerden
Ve nokta nokta her yerden salat, selam yükseliyor
Sen kâinatın yüreğinden hasretle kopan "âh!" sın
Karanlık gecelerimize sabahsın
Sen Nebiyullah'sın
Sen Habibullah'sın
Sen Resûlullah'sın

Niye incittiler ki seni sultanım
Niye işkence yaptılar ki sana
Ebû talip öldü diye mi bu pervasızca saldırılar
Himayesiz kaldın diye mi
Kabe'deki ağlayışın geliyor gözümüzün önüne
"amca yokluğunu ne çabuk hissettirdin" deyişin
Haremde namaz kılışın geliyor aklımıza
Başına pislikler saçılıyor
Başlar feda o mübârek başına
Nasipsizler sana bakıp nasıl da gülüyorlar
Biri koşuyor Mekke sokaklarından sana doğru
Biri koşuyor fakat sanki yere inmiş arş-ı Âla
"bu koşan kimdir" diye bir soru dolaşıyor boşlukta
"Bu koşan kim?"
Ve cevap veriyor biri:
Muhammed’in kızı Fatımatü'z-Zehra
Velilerin anası.
Yüzünü gözünü siliyor biricik kızın
Sana yeryüzünde en çok benzeyen
Gülmesi sen, ağlaması sen
"ağlama kızım" diyişin geliyor aklımıza
Niye çıkardılar ki yurdundan seni
Himayesiz kaldın diye mi
Onlar bilmiyorlar mıydı seni himaye edeni
Seni yetim bulup barındıranı
Seni âlemlere rahmet kılanı
Onlar deli diyorlardı sana, sen susuyordun
Mecnun diyorlardı, şair diyorlardı, sen susuyordun
"seni bizim elimizden kim kurtaracak" diyorlardı
Sen,
Sen "Allah!" diyordun
Allah (azze ve celle)
Semayı haşyet kaplıyordu
Sen "Allah!" diyordun
Arş-ı Âla titriyordu
Bedir'de "Allah!" diyordun

3.000 melek iniyordu alaca atlarda

125.000 sahabe:
" anam babam sana feda olsun " diyordu

Ya Rasûlallah,
Medine-i Münevvere sokaklarında yürüyordun
Neccar oğulları'nın küçük kızları seni görünce
Sevinçten ne yapacaklarını bilememişlerdi
"Beni seviyor musunuz?" diye sormuştun onlara
"Seni çok seviyoruz ya Habiballah!" demişlerdi
Sen de:
"Allah biliyor ki ben de sizi çok seviyorum" demiştin
Bugün yaşayan gençler var
Neccar oğulları'nın kızları değil belki
Fakat seni onlar da çok seviyor
Gözyaşlarından belli ki seni canlarından çok seviyorlar
Senden başka kimseleri yok
Allah biliyor ki sen onları da çok seviyorsun

Altmış 3 yaşındasın
Refik-i Âla duasındasın
Senin için siyah yünden çizgili bir cüppe dokunmuştu
Kenarları beyazdı
Onu giyerek sahabelerinin yanına çıkmıştın
Ve mübârek ellerini dizine vurarak:
"görüyor musunuz ne kadar güzel" demiştin
Meclisinde bulunan biri sana seslenmişti:
"Anam babam sana feda olsun ya Rasûlallah, onu bana ver"
Niye istemişti ki senden sevdiğini bile bile
İstendiğinde asla "hayır" demediğini bile bile
"Peki." dedin o zâta
Ve sen yine yamalı, eski cübbeni giydin
Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı
Aynı cübbeden yine yine diktiler
Fakat giyinmek nasip olmadı
Haberler uçurmuştun Ebu Hureyre'nin diliyle:
"Benden sonra öyle kimseler gelecek ki, keşke peygamberi görseydik de ne malımız ne evladımız olsaydı diyecekler."
Ve Hz. Enes'le paylaşmıştın özlemini:
"Beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim."

Sultanım!
Ey Medine minberinde "ümmeti, ümmeti" diye hüznü giyen sevgili
Ey Mekke mihrabında âlemler hesabına "Allah!" diyen sevgili
Bize lütfu ilahi bahşedilen kapına diz çöktük, bey' at ettik
Rabbinden bize ne getirdi isen amenna
Duyduk, itaat ettik

Ya Rasûlallah
Sen hâlâ 40 yaşındasın
Ve hâlâ ümmetinin başındasın.

Dursun Ali Erzincanlı

Daha yeni Daha eski