Allah Dostlarından Yardım Almak İçin

Allah Dostlarından Yardım Almak İçin

İnsanların bulunmadığı bir yerde bir kimsenin bineği kaçarsa ve “Ya İbâdallâh Ahbisühâ” (Ey Allah'ın kulları, bineğimi hapsedin.) diye 3 kere nida ederse, Allah, ya insanlardan Ebdal taifesi denilen zevattan birini ya da da insan sûretinde melekleri gönderir.


Biriniz, kendisi insanların bulunmadığı bir yerde olduğu halde bir şeyini kaybettiği halde ya da bir yardım dilediği zaman Yâ İbâdallâh Ağîsûnî (Ey Allah'ın kulları, bana yardım edin.) diye 3 kere derse, gerçekte göremediği Allah'ın yardımcı kulları vardır.

Utbe ibni Gazvan’dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte, Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

"Sizin biriniz; bir şey kaybederse ya da yanında arkadaşı bulunmadığı bir yerde yardım isterse 'Ey Allah'ın kulları bana yardım edin! Ey Allah'ın kulları bana imdat edin!' desin. Çünkü Allah'ın bizim görmediğimiz kulları vardır." (Ziynet'ül-Gulub, Sayfa: 73) İmam-ı Taberanî 'ın beyanına göre, bu hadis-i şerif tatbik edilmiş, böylece yardım görülmüştür.

İbni Abbas’tan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

"Şüphesiz ki Allah'ın, hafaza meleklerinin dışında yeryüzünde melekleri vardır ki, ağaç yapraklarından düşenleri yazarlar. Sizin birinize çöl arazisinde bir aksaklık isabet ederse, 'Ey Allah'ın kulları! (Bana) yardım edin diye seslensin "

Abdullah ibni Mesud’dan rivayet edilen diğer bir hadis-i şerifte, Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

"Sizin birinizin sahrada hayvanı kaçarsa, 'Ey Allah'ın kulları hapsedin! Ey Allah'ın kulları durdurun!' diye seslensin. Çünkü Allah'ın yeryüzünde hazır bulunan kulları vardır, Onu tutarlar. "

Muhammed İbni Allan, "Ezkâr" şerhinde şöyle demiştir; “Bu hadis-i şeriflerde geçen, "Allah'ın kulları'ndan maksat, ya melekler ya da Müslüman cinler ya da, "Ebdâl" diye isimlendirilen "Ricâl-i Gayb'dir.”

İmam-ı Nevevî ise şöyle demiştir: “İlimde büyük hisse sahibi olan bazı büyüklerimiz, içlerinden birinin katırı kaçtığında bu hadis-i şerifle amel ederek, Allah'ın kullarından yardım istediklerini ve o anda hayvanlarının bulunduğunu bize nakletmişlerdir. Bir kere benim de aralarında bulunduğum bir cemaatte, hayvan kaçmağa başladı, insanlar onu tutmaktan âciz kalınca, ben bu isti'âne'yi (yardım isteme lafzını) söyledim. Benim bu sözümden başka görünen hiçbir sebep ortada yokken hayvan o anda durdu.”

İmam-ı Nevevî gibi Şâfi'î Mezhebinde İctihad mertebesine ulaşmış büyük bir âlimin bu beyanı, bu hadis-i şerifin sağlamlığına ve bununla amel etmenin cevazına açıkça delâlet etmektedir. Ayrıca Sahabe-i Kiramın tatbikatı da bu yöndedir. Çünkü onlar, vefatından sonra da, Resulullah (sav)’a nida ederek yardım istemişlerdir. Nitekim şu rivayetler bunun en açık delillerindendir.

Hafız İbni Kesir'in naklettiğine göre, Yemame vakıasında Müslümanların şiarı (Nişanı) “Ey Muhammed” sözleriydi.

Abdurrahman ibn Sa'd, şöyle anlatıyor: “Bir kere Abdullah İbni Ömer'in ayağı uyuştu. O zaman sahabeden bir adam, ona en sevdiğin bir insanı an. Dedi. O da “Ya Muhammed” deyince, bağlardan kurtulmuş gibi rahatladı.”

Hadîs-i Erbâin'de, "Herhangi bir işinizde, sıkışıp şaşırınca, kabirdekilerden yardım isteyin!" ve Deylemî'nin bildirdiği "Kabirdekiler olmasa, yeryüzündekiler yanardı." hadîs-i şerîfleri ile yukarıda bildirilen hadîs-i şerîfler, Allah’ın izni ile, ölülerin dirilere yardım ettiğini göstermektedir.

Hikmetler, Allah’ın Askerleridir.

Daha yeni Daha eski