Öldüren de dirilten de O'dur. Necm Suresi 44. Ayet
O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Yaşatır, öldürür. O, sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir. Duhan Suresi 8. Ayet
Her nefis ölümü tadacaktır. Yaptıklarınızın karşılığı ancak kıyâmet günü tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konulursa, gerçekten o kurtuluşa ermiştir. İyi bilin ki, bu dünya hayatı, aldatıcı bir faydadan başka bir şey değildir. Âl-i İmrân Suresi 185. Ayet
Her nefis mutlaka ölümü tadacaktır. Biz sizi, gerçek değerinizi ortaya çıkarmak için şerle de hayırla da imtihan ediyoruz. Sonunda zâten bize döneceksiniz. Enbiyâ Suresi 35. Ayet
Her nefis, ölümü tadacak, sonra döndürülüp bize getirileceksiniz. Ankebut Suresi 57. Ayet
Nerede olursanız olun ölüm sizi yakalar; sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile! Kendilerine bir iyilik dokunsa “Bu Allah’tan” derler, başlarına bir kötülük gelince de “Bu senden” derler. “Hepsi Allah’tandır” de. Ne oldu bu topluluğa ki bir türlü söyleneni anlayamıyorlar! Nisa Suresi 78. Ayet
De ki: Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra da görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'a döndürüleceksiniz de O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir. Cuma Suresi 8. Ayet
(Resûlüm!) De ki: Eğer ölümden veya öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmanın size asla faydası olmaz! (Eceliniz gelmemiş ise) o takdirde de, yaşatılacağınız süre çok değildir. Ahzab Suresi 16. Ayet
Rasûlüm! Senden önce biz hiçbir insana ölümsüzlük vermedik. Şimdi, sen öleceksin de, senin ölümünü dört gözle bekleyen o inkârcılar dünyada ebedî mi kalacaklar? Enbiya Suresi 34. Ayet
Rasûlüm! Gerçek şu ki sen de öleceksin, onlar da ölecekler. Zümer Suresi 30. Ayet
Sizden hiç kimse, maruz kaldığı bir zarar sebebiyle ölümü temenni etmesin. Mutlaka bunu yapmak mecburiyetini hissederse, bari şöyle söylesin: "Rabbim, hakkımda hayat hayırlı ise yaşat, ölüm hayırlı ise Canımı al!" Hz. Muhammed (s.a.v.) Buhari, Merda 19, Da'avat 30; Müslim, Zikr 10, (2680); Tirmizi, Cenaiz 3, (971); Ebu Davud, Cenaiz 13, (3108, 3109); Nesai, Cenaiz 1, (4, 3).
Ölülerinize (ölmek üzere olanlara) Lailahe illallah demeyi telkin edin. Hz. Muhammed (s.a.v.) Müslim, Cenaiz 1, 2, (916, 917); Tirmizi, Cenaiz 7, (976); Ebu Davud, Cenaiz 20, (3117); Nesai, Cenaiz 4, (4, 5).
Ölülerinize (ölmek üzere olanlara) Ya-sin süresini okuyun. Hz. Muhammed (s.a.v.) Ebu Davud, Cenaiz 24, (3121); İbnu Mace, Cenaiz 4, (1448).
Ani ölüm, kafir için gadab-ı ilahi'nin bir yakalamasıdır, mü'min için de bir rahmettir. Hz. Muhammed (s.a.v.) Ebu Davud, Cenaiz 14, (3110).
Cenazede çabuk olun. Eğer salih biri ise, kendisine iyilik yapmış olursunuz. Böyle biri değilse, belayı bir an önce sırtınızdan atmış olursunuz. Hz. Muhammed (s.a.v.) Buhari, Cenaiz 52; Müslim, Cenaiz 51, (944); Muvatta, Cenaiz 56, (1, 243); Ebu Davud, Cenaiz 50, (3181); Tirmizi, Cenaiz 30, (1015); Nesai, Cenaiz 44, (4, 42).
Ölüyü, (mezara kadar) üç şey takip eder: Ailesi, malı ve ameli. Bunlardan ikisi geri döner, biri baki kalır: Ailesi ve malı geri döner, ameli kendisiyle baki kalır. Hz. Muhammed (s.a.v.) Buhari, Rikak 42; Müslim, Zühd 5, (2960); Tirmizi, Zühd 46, (2380).
Ölüp de pişman olmayan yoktur, mutlaka herkes nedamet duyar: İyi yolda olan hayrını daha çok artırmadığı için pişman olur, nedamet duyar. Kötü yolda olan da nefsini kötülükten çekip almadığına pişman olur, nedamet duyar. Hz. Muhammed (s.a.v.) Tirmizi, Zühd 59, (2405).
Bir insan ölünce üç kişi hariç herkesin ameli kesilir: Sadaka-i cariye (bırakan), veya istifade edilen bir ilim (bırakan) veya kendine dua edecek salih evlat (bırakan). Hz. Muhammed (s.a.v.) Müslim, Vasıyyet 14, (1631); Ebu Davud, Vesaya 10, (2880); Tirmizi, Ahkam 36, (1376); Nesai, Vesaya 8, (6, 251).
Bütün zevkleri kökünden yok eden ölümü çokça hatırlayınız! Hz. Muhammed (s.a.v.) Tirmizî, Kıyâmet, 26
Ölümü sıkça hatırlayıp, ölümden sonrası için en iyi hazırlık yapan kimsedir. İşte gerçek akıllı insanlar onlardır... Hz. Muhammed (s.a.v.) İbn-i Mâce, Zühd, 31
Hiçbiriniz ölmeyi istemesin. Zira ölmeyi isteyen kimse eğer iyi biriyse, belki daha çok hayır ve iyilik yapar. Şayet kötü biriyse, olabilir ki tövbe edip Allah’ın rızâsını kazanmaya çalışır. Hz. Muhammed (s.a.v.) Buhârî, Temennî 6; Müslim, Zikir 10. Ayrıca bk. Nesâî, Cenâiz 1; İbni Mâce, Zühd 31
Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz! Hz. Muhammed (s.a.v.) Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, V, 663
Kim ölürse onun kıyameti kopmuş demektir. Hz. Muhammed (s.a.v.) Aclunî, 2/279
Ölmeden önce ölünüz. Hz. Muhammed (s.a.v.) el-Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ, 2:29
Ölmek dünyanın içinden çıkmaktır. Ölmeden önce ölmek ise, içinden dünyayı çıkarmaktır.
Ölümü özüne sevdir, nasıl olsa gelecek. Hz. Ebubekir (r.a.)
Kendine kabir değil, kendini kabir’e hazırla. Hz. Ebubekir (r.a.)
Öldükten sonra yaşamak isterseniz, ölmez bir eser bırakınız. Hz. Ali (r.a.)
Ölüm senin peşindeyken, sen neyin peşindesin ey insan! Hz. Ali (r.a.)
İhtiyaç ve isteklerin son bulacağı ölüme iyi ameller yaparak hazırlanın. Kişiye mezarında dünyadaki amellerinden başkası yoktur. Hz. Ali (r.a.)
İnsanlarla öyle iyi geçininiz ki, düşmanınız bile ölümünüze ağlasın. Hz. Ali (r.a.)
Gafil olmaktan sakın ve ölüm meleğine hazırlıklı ol! Çünkü o senden hiçbir zaman gafil değildir. Hz. Osman (r.a.)
Ölüme, kudretinizin yettiği en hayırlı amellerle hazırlanın. Hz. Osman (r.a.)
En akıllı insan; nefsini hesaba çeken, onu iyi idare eden, ölümden sonrası için amel işleyen ve kabir karanlığı için Allah’ın nurundan istifade edendir. Hz. Osman (r.a.)
Nasihatçi olarak ölüm yeter. Hz. Ömer (r.a.)
Ölüme, gücünüzün yettiği en hayırlı amellerle hazırlanınız. Hz. Ömer (r.a.)
Ölümü yattığın zaman yastığının altında, kalktığında burnunun ucunda bil. Hz. Ömer (r.a.)
Günahlarını azalt. Ölümün şiddeti sana kolay gelir. Hz. Ömer (r.a.)
Ölümden aşırı korkan birinin ya sığınacak bir Rabbi yoktur ya da bu dünyaya aşırı bağlılığı vardır. Hz. Yusuf (a.s.)
İki şeyi asla unutma: Allah'ı ve ölümü. İki şeyi de unut: Yaptığın iyiliği, gördüğün kötülüğü. Hz. Lokman (a.s.)
Tövbeyi geciktirme, çünkü ölüm ansızın gelir. Hz. Lokman (a.s.)
Müminin ölüm zamanında alnının terlemesi, gözlerinin yaş dökmesi, burun deliklerinin kabarması, Allah’ın (c.c.) rahmetine nail oluşunun alametidir. Selman-ı Farisi (r.a.)
Ölümü hatırlamak kalbi temizler, insanı dünyaya ve dünyadakilere bağlanmak felaketinden kurtarır. Abdülkadir Geylâni (k.s.)
Akıllı kimse ölümü düşünen ve kaderin getirdiğine razı olandır. Abdülkadir Geylani (k.s.)
Allah ile olduktan sonra ölüm de ömür de hoştur. Mevlana Celaleddin-i Rumi (k.s.)
Ey oğul, herkesin ölümü kendi rengindendir. Düşmana düşmandır, dosta dost! Mevlana Celaleddin-i Rumi (k.s.)
Diyorlar ki korkar mısın ölümden insan hiç korkar mı yaşadığı onca yalandan sonra tadacağı tek gerçekten. Mevlana Celaleddin-i Rumi (k.s.)
Ölüm, yaratılmışın Yaradan'a kavuşmasıdır, Şeb-i arus'dur. Mevlana Celaleddin-i Rumi (k.s.)
Hayat bir uykudur, ölünce uyanır insan. Sen erken davran, ölmeden önce uyan! Mevlana Celaleddin-i Rumi (k.s.)
Ne diye böbürlenip büyükleniyorsun. Doğumun bir damla su, ölümün bir avuç toprak değil mi? Şems-i Tebrizi (k.s.)
Ölümü, ahiret hallerini ve nimetlerin hakiki sahibini unutmayınız. Mevlânâ Halid-i Bağdâdî (k.s.)
Ana rahminden geldik pazara, bir kefen aldık döndük mezara. Yunus Emre (k.s.)
Karanlık kabirde bir gün yalnız kalacağın hiç aklına gelmez mi? Yunus Emre (k.s.)
Ölümden ne korkarsın, korkma ebedi varsın. Yunus Emre (k.s.)
Her kalbin çarpıntısı, kendi ecelinin ayak sesidir. Bayezid-i Bistami (k.s.)
Ölüm meleği kişinin ahlakının suretinde görünür. Muhyiddin İbnü'l-Arabî (k.s.)
Ölmek felaket değildir, asıl felaket öldükten sonra başa gelecekleri bilmemektir. İmam-ı Rabbani (k.s.)
Ölümün hak olduğunu iddia edersiniz, ama onun için hazırlanmazsınız. İbrahim bin Edhem (k.s.)
Ölümü bir tabağa koyup çarşıda satsalardı, âhiret ehli, başka bir şeye bakmayıp onu satın alırdı. Yahyâ bin Muâz-ı Râzî (k.s.)
Eğer fakirlik, hastalık ve ölüm olmasaydı, insanoğlunun kibirden başı eğilmez olurdu. Hasan-ı Basri (k.s.)
Ölüm meleği her eve günde üç kere bakar. O evde kim rızkını bitirir ve ömrünü tüketirse onun ruhunu alır. Melek onun ruhunu alınca, evdekiler ölen kişi için ağlamaya başlarlar. Melek evden çıkarken dönüp onlara şöyle söyler: “Bu benim bu eve son gelişim değildir. Ben hepinizi alıp götürene kadar buraya gelip gideceğim.” Ev halkı eğer meleğin bu sözünü duyabilselerdi, öleni terkedip kendileri için ağlarlardı… Hasan-ı Basri (k.s.)
Ölüm güzel şey budur perde ardından haber. Hiç güzel olmasaydı, ölür müydü Peygamber? Necip Fazıl Kısakürek
Dün geçti bugünü düşünüyorum, yarın var mı? Gençliğine güvenme, ölenler hep ihtiyar mı? Necip Fazıl Kısakürek
Ölümü çokça an, eğer rahat içinde yaşıyorsan onu sana daraltır; darlıkta isen onu sana genişletir, teselli eder. Ömer bin Abdülaziz (k.s.)
Niceleri geldi, neler istediler, sonunda dünyayı bırakıp gittiler. Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi? O gidenler de hep senin gibiydiler.
Hayat doğru yaşandığı zaman ölüm korkusu yoktur. Bizi ölümden yıldıran tek şey, hayatın kötülük içinde geçmesidir.
Hakikatte ölüm, ruhun aletlerini kullanmasını terk etmesinden başka bir şey değildir, ruhun aletleri ise organlardır. İbn-i Sina (k.s.)
İyi bir insan öldüğünde ona ağlamayın. Asıl onu kaybeden topluma ağlayın. Farabi (k.s.)
Dünya devleti ebedi değildir. Fani cihanda hiç kimse de ölümsüz değildir. İnsanların dünyada nefesleri sayılıdır ve ölümsüzlük kapısı kapalıdır. Fatih Sultan Mehmet (k.s.)
Bu zaman, susmak ve azıkla yetinip ölümü bekleme zamanıdır. Süfyan-ı Sevri (k.s.)
Ölüm, dünyaya bağlı olanların zannettiği gibi yokluk değildir. Ölüm, sevgilinin huzuruna varman için geçmek zorunda olduğun engelden kurtulmaktır. Îmam-ı Gazâlî (k.s.)
Ölüm, bazen bir ceza, bazen bir armağan, çoğu zaman da bir lütuftur.
Ölüm insanlar için en büyük vaizdir. İbret almasını bilene.
Ölüm sana geldiğinde her şeyini kaybetmezsin. Çünkü; hayatta iken hiçbir şeye sahip değilsin! “Mülk Allah’ındır.”
Hayattan önce, öIüme hazırIanmaIıyız.
Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için, dünyadakiler birbirlerini kırıp geçirmektedirler. Îmam-ı Gazâlî (k.s.)
Ey nefsim! Deme zaman değişmiş, çünkü ölüm değişmiyor. Said-i Nursi (k.s.)
Say ki öldün. Yalvardın, yakardın ve sana bir gün daha verdiler. Bugünü o gün bil. Öyle yaşa! Îmam-ı Gazâlî (k.s.)