Uyeyne b. Hısn, Gatafanların reisi idi. İslam nurunun gün geçtikçe etrafa parlak bir surette yayılması onu da düşündürüyordu. Bir gün hatırı sayılır birinden şunları dinlemişti:
“Ey Uyeyne! Sen, bu dar görüşlülükten hâlâ vazgeçmeyecek misin? Muhammed, memleketler fethedip duruyor; sen ise hâlâ başka şeylerle meşgulsün! Benî Nadîrlerin, Hendek günü Benî Kurayzaların, ondan önce de Benî Kaynukaların, nihayet Hayberlilerin işlerini sen de gördün! Hâlbuki, bunların hepsi de, Hicaz Yahudilerinin ileri gelenleri ve kuvvetlileri idiler!”
Uyeyne adamı tasdik etti: “Evet! Bütün bunlar, aynen oldu!”
Nihayet, Hicret’in 8. senesinde, Mekke fethinden az önce Medine’ye gelerek Müslüman oldu.[1]
Benî Süleymlerin Müslüman Olması
Resûl-i Ekrem Efendimiz, Mekke’yi fethe gittiği sıradaydı. Kudeyd mevkiinde Süleymoğullarından dokuz yüz, bin kadar kişi gelip Peygamber Efendimizle buluştular ve orada Müslüman oldular. Mekke’nin fethinde, Huneyn ve Taif Savaşları’nda İslam ordusunda bulundular.[2]
İlk Kısas Hükmü
Taif Seferi esnasında idi. Peygamber Efendimize Benî Leyslerden bir adam getirildi. Bu adam, Hüzeyllerden birini haksız yere öldürmüştü.
İki taraf, Resûl-i Ekrem Efendimizin huzurunda iddialarını sıralayıp savunmalarını yaptılar.
Sonunda Peygamber Efendimiz, öldürülen adama karşılık, katilin de öldürülmesine hüküm verdi. Hüküm infaz edildi.
Bu, İslam’da kısasla neticelenen ilk kan davası idi.[3]
[1]Taberî, Tarih, c. 3, s. 99; İbn Esir, Üsdü’l-Gabe, c. 4, s. 166-167.
[3]İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 125; Taberî, a.g.e., c. 3, s. 133.