Resulullah’a Salavat Getirmek

Resulullah’a Salavat Getirmek

Tabiinden Abdülvahid b. Zeyd (r.a) anlatıyor: Hac farizasını yerine getirmek için yola çıktım. Bu yolculukta adamın biri bana arkadaşlık etti. Bu adam, otururken, kalkarken, yürürken hasılı her işinde Resulullah’a (s.a.v.) salavat getiriyordu. Bunun sebebini sorduğumda şöyle dedi.

”Mekke’ye ilk gidişimde yanımda babam da vardı. Hac vazifesini bitirip geri dönmüştük. Yolda konaklardan birine uğradık. Orada uyumuştum. Uykumda biri geldi ve, ‘Kalk baban öldü; Allah (c.c.) onun yüzünü simsiyah etti’ dedi. Korku içinde uyandım, hemen babamın üzerindeki örtüyü kaldırdım, bir de ne göreyim, babam ölmüş ve yüzü simsiyah olmuştu. İçimi bir korku ve ürperti kapladı. Böyle üzüntü ve keder içinde beklemekte iken uyuya kalmışım. Rüyamda elleri demir sopalı dört siyah adam babamın baş ucuna dikilmişlerdi. Tam o esnada güzel yüzlü üzerinde yeşil elbiseli bulunan bir adam çıkageldi ve onlara, "Onun yanından uzaklaşın" dedi. Babamın yüzünü eliyle sıvazladıktan sonra yanıma geldi ve, "Kalk, Allah (c.c.) babanın yüzünü bembeyaz etti" dedi.

Ben, 'Anam babam sana feda olsun, sen kimsin?' dedim. O, 'Ben Muhammed’im (s.a.v.)' dedi. Uykudan uyandım. Hemen babamın baş ucuna gidip örtüyü kaldırdım, yüzü bembeyaz olmuştu. İşte o günden sonra sürekli Resulullah’a (s.a.v.) salavat getiriyorum.

İmam-ı Gazali (k.s), İhya 5/263
Daha yeni Daha eski