Amenerrasulü Oku, Türkçe Okunuşu, Anlamı, Arapça Yazılışı, Tefsiri

Amenerrasulü Oku, Türkçe Okunuşu, Anlamı, Arapça Yazılışı, Tefsiri

Bakara suresinin son iki ayeti “Âmene’r-Rasûlü” ismiyle meşhur olmuştur. Peygamberimiz’e Miraç gecesi vahyedilmiştir. (Müslim, İman 279) Bunların faziletiyle alakalı olarak Allah Rasûlü (s.a.v.) şöyle buyurur:

“Bakara sûresinin sonunda iki âyet vardır ki, bir gecede okuyana onlar yeter; onu her türlü kötülüklerden korur.” (Buhârî, Fezâilü’l-Kur’an 10; Müslim, Müsâfirin 255)

Ebu Umame (r.a.)'den rivayet edildi ki, Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Dört şey Arşu'r-Rahman'ın altındaki hazineden (Cennet hazinelerinden) indirilmiştir. Bunlar Fatiha-i Şerif, Ayete'l-Kürsi, Sure-i Bakara'nın sonu (Amenerresulü) ve Kevser Suresidir." (El-Mütteki, Kenzu'l Ummal, 1/558)

AMENERRASULÜ BAKARA 285-286 TÜRKÇE OKUNUŞU

Bismillahirrahmanirrahim
285. Amenerrasulü bima ünzile ileyhi mirrabihi vel mü'minun, küllün amene billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rusülih, la nüferriku beyne ehadin min rusülih, ve kalu semi'na ve ata'na gufraneke rabbena ve ileykelmesir.
286. La yükellifullahü nefsenilla vüs'aha, leha ma kesebet ve aleyha mektesebet, rabbena latüahızna innesiyna ev ahta'na, rabbena vela tahmil aleyna ısran kema hameltehü alelleziyne min gablina,
rabbena vela tühammilna, mala takatelena bih, va'fü anna, vağfirlena, verhamna,
ente mevlana fensurna alel gavmil kafiriyn.

AMENERRASULÜ BAKARA 285-286 ARAPÇA YAZILIŞI

285. ءَامَنَ الرَّسُولُ بِمَا أُنْزِلَ إِلَيْهِ مِنْ رَبِّهِ وَالْمُؤْمِنُونَ كُلٌّ ءَامَنَ بِاللَّهِ وَمَلَائِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِنْ رُسُلِهِ وَقَالُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ
286. لاَ يُكَلِّفُ اللّهُ نَفْساً إِلاَّ وُسْعَهَا لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْ رَبَّنَا لاَ تُؤَاخِذْنَا إِن نَّسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا رَبَّنَا وَلاَ تَحْمِلْ عَلَيْنَا إِصْراً كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِنَا رَبَّنَا وَلاَ تُحَمِّلْنَا مَا لاَ طَاقَةَ لَنَا بِهِ وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ

AMENERRASULÜ BAKARA 285-286 ANLAMI

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
285. Peygamber ve inananlar Rabbisinden kendisine (O Peygambere) indirilene (Kur'an'a) inandılar.
Hepsi de Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve Peygamberlerine iman ettiler. "(Allah'ın) Peygamberlerinden hiç birisinin arasını ayırt etmeyiz. Duyduk ve itaat ettik ey Rabbimiz! Mağfiretini isteriz, dönüşümüz ancak Sana'dır" dediler.
286. Allah hiç kimseye gücünün yetmeyeceğini teklif etmez. Ancak gücünün yeteceğini teklif eder. Herkesin kazandığı (hayrın sevabı) kendinedir. "Ey Rabbimiz! Eğer unuttuk, yahut hata ettiysek bizi (ondan) hesaba çekme. Ey Rabbimiz! Bizi, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük (musibetler ve bela yükleri) yükleme. Ey Rabbimiz! Güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize yükleme. Günahlarımızı affet. Bizi bağışla. Bize merhamet buyur. Sen mevlamızsın bizim. Artık kafirler topluluğuna karşı bize zafer ver yardım et. (Amin)"

AMENERRASULÜ BAKARA 285-286 TEFSİRİ

Bakara 285. " Allah’ın elçisi Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti ve mü’minler de iman ettiler. Hepsi Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine inandılar da; “O’nun peygamberleri arasında hiçbir ayırım yapmayız” dediler. Sonra da: “İşittik, itaat ettik, ey Rabbimiz bizi bağışlamanı isteriz, dönüşümüz ancak sanadır” diye niyazda bulundular."

Bakara sûresinin ilk beş âyetinde iman esaslarına yer verilmiş, müttaki olmak ve kurtuluşa erebilmek için bunlara inanmanın ve gereğince amel etmenin önemine dikkat çekilmişti. Burada sûre sona erdirilirken tekrar İslâm’ın temelini oluşturan Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman, mü’minlerin ayrılmaz bir vasfı olarak dile getirilir.

Mü’min olmanın, ayrılmaz şartlarından biri de Allah’ın ve peygamberin emirleri karşısında son derece duyarlı bir gönle sahip olmak, en büyüğünden en küçüğüne kadar bütün tekliflere “işittik ve itaat ettik” diyerek mukabele etmektir. Onlar için isyan ve itaatsizlik olacak şey değildir. İşitme ve itaatte eksik kalan kısımlar için de Allah Teâlâ’dan af ve bağışlanma talep edilecektir.

Bu bakımdan Allah Teâlâ’nın sonsuz merhamet sahibi olduğunu unutmayın ve ilâhî rahmete erebilmek için âdâbına uygun tarzda Rabbinize şöyle yalvarın:

Bakara 286. "Allah, kimseyi gücünün yetmeyeceği şeyle sorumlu tutmaz. Herkesin yaptığı iyilik kendi yararına, işlediği günahlar da kendi zararınadır. O mü’minler, niyazlarına şöyle devam etiler: “Rabbimiz! Unutur veya hata edersek bizi cezalandırma! Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme! Rabbimiz! Kaldıramayacağımız şeyleri de bize yükleme! Günahlarımızı affet, bizi bağışla, bize merhamet et! Sen bizim sahibimiz ve yardımcımızsın. Kâfirler gürûhuna karşı bize yardım eyle!”

Burada yer alan “Allah, kimseyi gücünün yetmeyeceği şeyle sorumlu tutmaz.” (Bakara Suresi,286) ifadesi, Allah’u Teâlâ’nın kullarını sorumlu tuttuğu dinî emirlerdeki ölçüyü haber vermektedir. Dolayısıyla insanlara güç yetirebilecekleri şeyleri teklif etmek, Allah’ın değişmez bir kanunudur. Bu da Rabbimizin kullara olana rahmet, merhamet ve ihsânının bir göstergesidir. “Allah sizin için kolaylık diler, fakat zorluk dilemez.” (Bakara Suresi,185) âyeti de bu gerçeğe ışık tutmaktadır. Ancak kul, yine de Rabbine niyaz halinde olmalıdır. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm, zaman zaman mü’minlerin Allah’u Teâlâ’ya nasıl dua edeceklerini bildirir. Burada da çok mühim dua ve niyaz örnekleri yer almaktadır.

Bunlardan birincisi: “Rabbimiz! Unutur veya hata edersek bizi cezalandırma!” (Bakara Suresi,286) duasıdır. Gerçekten de Cenâb-ı Hak, mü’minlerin bu duasını kabul buyurmuş, onlardan unutma ve hata yollu vuku bulan günahları affedeceğini müjdelemiştir. Nitekim Sevgili Peygamberimiz(s.a.v) şöyle buyurmuştur:“Allah’u Teâlâ hatâ, unutma ve zorlama sûretiyle işlenen günahlardan dolayı ümmetimi hesaba çekmeyecek, onları bağışlayacaktır.” (İbn Mâce, Talâk 16/2043, 2045)

İkincisi: “Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme!” (Bakara Suresi,286) duasıdır.

Önceki ümmetlere bir kısım ağır sorumluluklar yüklenmişti. Meselâ yahudiler günde elli vakit namaz kılmak, mallarının dörtte birini vergi vermek, pislik bulaşan elbiseyi kesmek, vatanlarından sürülüp çıkarılmak, birçok konuda hemen idam cezası uygulanmak, tevbe etmek için intiharla yükümlü olmak, bir isyan üzerine hemen ceza verilmek, herhangi bir hata meydana gelirse helâl olan yiyeceklerden bazıları yasak kılınmak gibi hükümlerle sorumlu tutulmuşlardı. (Zemahşerî, el-Keşşâf, I, 159)

İşledikleri günahlar sebebiyle de maymun ve hınzıra çevrilmişlerdi. (Bakara Suresi,65; Mâide Suresi,60)

İşte mü’minler bu gibi sıkıntılardan, zorluklardan korunmalarını niyaz ettiler, Allah’u Teâlâ da Peygamber Efendimiz(s.a.v)’i göndererek fazl u keremiyle bu ağır sorumlulukları ümmet-i Muhammed’den kaldırdı. (A’râf Suresi,157)

Üçüncüsü:“Rabbimiz! Kaldıramayacağımız şeyleri de bize yükleme!” (Bakara Suresi,286) duasıdır. Yani “Dinî sorumluluk olarak güç yetmez, hiç çekilmez, takat getirilmez, yüklenecek olursa yerine getirilemeyecek, isyan ve itaatsizliğe sevkedecek tekliflerde bulunma! Dünya hayatında ceza olarak gelen, bizi mahv ve helâk eden, takat yetişmez musibetler, belalar ve sevdâlar altında bizi inletme!” demektir. Bir tevcihe göre, bir önceki dua ile yerine getirilmesi zor olan sorumluluklardan Allah’a sığınılırken, bu dua ile de güç yetirmek zor olan cezalardan Allah’a sığınılmak istenmiştir. Çünkü güç yetmeyecek zor işlerle mükellef tutulan kişilerin, kusur işlemekten tamâmen uzak durmaları ve cezaya uğramamaları oldukça zordur.

Dördüncüsü ise: “Günahlarımızı affet, bizi bağışla, bize merhamet et! Sen bizim sahibimiz ve yardımcımızsın. Kâfirler gürûhuna karşı bize yardım eyle!” (Bakara Suresi,286) duasıdır.

“Affet” niyazı, günahların silinmesini, yok edilmesini ve bunlarla sorguya çekilmemeyi istemektir. Her ne kadar işlenen günahlar, Allah’ın ilminde belli ve sâbit olsa da, Cenâb-ı Hak isterse onların kullara yönelik sonuçlarını silebilir ve onları bu günahlar sebebiyle cezalandırmayabilir. “Mağfiret” niyazı ise günahların açığa vurulmamasını talep etmektir. Allah’u Teâlâ yapılan bir günahın cezasından vazgeçebilir ama onu açıklamaktan ve ortaya dökmekten vazgeçmeyebilir. İşte mü’minler Allah’tan hem günahlarının affını, hem de bunların gizlenmesini istemekle emrolunmuşlardır. Ancak bu şekilde halleri gizli kalabilir ve rezil olmaktan kurtulabilirler.

Amenerrasulü (Amener Resulu) Duası Okumanın Faydaları

1- Amennerresulü okunan eve 3 gün şeytan girmez.

2- Okuyan Allah (c.c.)’ın sevgisini kazanır.

3- Allah (c.c.)’ın himayesine girer.

4- Okuyana ferahlık verir. Bütün arzuları ayağına gelir.

5- Yatsıdan sonra okuyan geceyi ibadetle geçirmiş gibi sevaba nail olur.

Allâme Bedreddin Aynî buyurdu ki:“Amenerresûlüyü okuyanlar için, bu âyetler, gece ibâdet, vird ve zikr yerine geçer. Sevâb ve fazilet olarak yeter. O gece, olması muhtemel âfetlerden, şeytanın, insanların ve cinlerin şerrinden korur.”
Daha yeni Daha eski

نموذج الاتصال